Translate

29 Ağustos 2014 Cuma

TÜRKLERİN GİZLİ TARİHİ








"...aslında gizli değil, kasten ve özel maksatla gizletilmiş tarihtir...." ..."Türk halklarının aleyhine ortaya çıkarılmış sahte tarihçilik, aslında toprak davasıdır ; benimsenmiş (daha doğrusu çalınmış!) eski Türk kültür ve medeniyetine sahip olmak maksadı ile Türk halklarına karşı ilan edilmemiş manevi savaştır. 
Hem de adil olmayan bir savaş!"....




İberya'yı adım adım gezen Strabon :

"Kutsal burun da dahil olmak üzere batı sahillerine doğru TAQ nehrinin döküldüğü yere kadar İberya'nın batı taraflarının başlangıcıdır. Güneyde ise ANA nehrinin döküldüğü yere kadar, güney kısmının başlangıcıdır. Her iki nherin kaynağı doğudadır. Ama TAQ öteki nehirlerden daha büyüktür ve doğrudan batıya aktığı halde , ANA güneye dönerek vilayeti iki nehir arasındaki esas halk Keltlerdir. Ülkenin derinliklerinde KARPATAN, OREATAN ve VETTONLAR yaşarlar.... Bu eyaletten, kaynağını ANA ve TAQ nehirleri gibi aynı yerden alan BATIY nehri akar...."

"...Nehrin adına uygun olarak ülke BATİK olarak adlandırılmıştır. Halk ise ülkeye TURDETAN der. Halkı TUADETAN, bazılarını ise TURDUL olarak adlandırırlar. Bir kısım yazarlar onları bir halk , bir kısmı ise çeşitli halklar olarak gösterirler. Polibiy "TURDULLAR TURDENT'lerin kuzey komşusudur, ama şimdi onların arasında hiçbir fark bulamazsınız", diye yazar. TURDENT'ler kendilerini İberya halkları arasında en kültürlü halk olarak sayarlar. Onların alfabesi vardır, kanunları vardır ve kendi boylarının adına manzum hikayeli şiirler yazarlar. (kendilerinin dediği gibi yazılarının altı bin yıllık bir geçmişi vardır.) ...Başka İberya halkları da yazıyı bilirler, ama onların harfleri arklıdır, çünkü onların dilleri ayrıdır."

Strbon 3.kitabında İberya'dan başlamıştır. Şaşırtıcı olsa da, yukarıda tercümesini verdiğimiz metinde, Türk toponim, hidronim ve etnonimleri yeteri kadar boldur.

Belki de ,coğrafyanın yazarı Strabon Türk'tür (!)

Yahutta, coğrafyayı Rusçaya çeviren Q.A.Stratanovski Türk'tür (!)

Bu eser, eski Yunan dilinden , çağdaş Rus diline çevrilirken bilerek ya da bilmeyerek bir çok hata yapıldığını, bir hayli tahrife uğradığını gözden ırak tutmuyoruz.

Ama, belge, belge olarak kalır. Bu eserde, yeteri kadar Türk toponim, hidronim ve etnonimleri vardır ve bunları artık tarihten silmek mümkün değildir.

Strabon'un gösterdiği ANA nehrinin adı hiçbir şey ile karşılaştırılacak gibi değildir. Bin yıldır genel Türk dilinde ANA,APA,ABA gibi kullanılan bu söz süme dilinde AMA gibi kullanılmıştı.

Türklerde ANA en kutsal en yüce bir valıktır. ANA nehri civarında yaşayan eski Türk boyu nehre bu adı hangi sebepten vermiş bilmiyoruz. Her halde, geçimlerini bu nehirden sağladıklarından, nehrin onları yedirip, içirip doyurduğundan dolayı, nehre ana gibi bakmışlar ve ANA adını vermişler diye düşünmek mümkün.

"...İberyalıların bu körfez vilayetinde BASTETAN adını taşıyan (onlar BASTUL da derler) KALPA dağı vardır....Eğer iç denizden dış tarafa doğru yüzersen, bu dağ sağda kalır, ondan kırk stadiya uzakta KALPA şehri kurulmuştur....

.....Bunlardan daha güçlü ve şöhretlisi ise esası Marsel tarafından yapılmış KORDUB'tur.....

KORDUB..bu söz KOR+DUB sözlerinin birleşmesi ile yapılmış bir birleşik sözdür. KOR sözü Türkiye Türkçesinde ateşte kızarmış kömür,sıcaklık anlamı taşımaktadır. Azerbaycan Türkçesinde ise fonotik ses değişmesine uğrar ve KOR / QOR gibi okunur ve anlamı aynıdır.

DUB ise Sümerce "kil levha", Türkçe TUP varyantı ise "pişmiş kerpiç-tulpa (tuğla)" anlamı taşır. Bu anlamlar doğru ise KORDUB'un anlamı "kerpiç pişirenlerin şehri" olmalıdır.

....İberyalı Keltler arasında KONİSTURQ liman şehirleri arasında ise daha meşhuru ASTA şehridir....

...Her halde tabiatı seven insanlar...Bu yerlerde kendileri için şehirler ve başka yaşayış mıntıkaları kurmuşlar. 
Bu şehirler listesine şunlar dahildir : ASTA, NABRİSSA, ONOBA, OSSONOBA, MEANOBA ve başkaları....

...SALAS sakinleri gizemli ve zarif parçalar hazırlıyorlar...."

Türk Boylarının birinin adı BASMAL idi....

Eski SSCB'de KALPA adında Türk Boyları vardı....

ASTA....."yavaş", "sükünet", "sessizlik", "giriş kapısı" anlamları vardır.

Azerbaycan'ın güney bölgesinde ülkeye girilen yerde ASTARA şehri vardır.

Kazakistan'nın başkenti ASTANA gibi....

Strabon liman şehirleri arasında en meşhur olanın ASTA olduğunu yazar. Eyalete ya da ülkeye giriş buradan olur. Her halde milattan önce, şindiki İspanya toprakları üzerinde ASTA diye bir şehrin olması ve şimdiye kadar aynı anlamlı olarak bu sözün çağdaş türk dillerinde korunması, gerçekte çok önemli husuları haber vermektedir. Bu söz için başka bir ihtimal de göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum. Bu şehrin adı AS/AZ boyundan da alınmış olabilir.

AZ/AS boyu hakkında Prof.Firudin Ağasıoğlu şunları yazar:

" Azerbaycan ülke adının kökündeki Azer boy adının ortaya çıkmasının esas özeği olan bu AZ boyu, Türk etnosu içindeki bir çok boydan biridir. AZİYA/ASİYA adındaki paralellik gibi AZ etnoniminin AS varyantı yaygın olarak kullanılmıştır. Bunun böyle yayılmasının sebebi AZ/AS boylarının zamanında eski Azerbaycan'dan Batı, Kuzey ve Doğu yönlerine yaptıkları göçlerle ilgilidir. Üç-Dört bin yıldır ki, bu boylar, tarihi kaynaklarda adı geçen boylardandır."

AS boylarının Troya (Truva) dan Avrupa ve İskandinavya'ya göçleri hakkında "Küçük Edda" abidesi de yeteri kadar bilgi vermektedir. Hatta orada , ASLAR Troya'daki (TUROBA) adetleri TÜRKEL, ANAR, ATLI gibi şahıs adlarını ve diğer toponimleri kendileri ile birlikte Avrupa'ya getirdikleri kaydedilmiştir.

Tarihen bilinir ki, OBA sözü sadece Türklerin kullandıkları bir sözdür ve Türklere aittir.

Bu günde bir çok Türk boyu tarafından aynen kullanılmaktadır.

ONONBA on sülalesinin bir yere toplanıp OBA kurması anlamındadır.

(On sülalelik oba) OSSONOBA, otuz sülalenin bir yere toplanıp OBA kurması anlamını taşır.

Şehirlerin adlarının böyle sıralanması bir daha gösterir ki, sülalerinin sayılarına göre şehirlere, şehri kuran sülalelerin sayısına göre isim verilmiştir.

MENOBA bir sülalenin kurduğu şehir anlamına gelir.

SALAS , SAL+AS sözlerinden yapılmış birleşik sözdür. Sal sözüne, hem boy adında, hem yer adında, hem de maişet eşyaları arasında rastlamak mümkündür. Dede Korkut Hikayelerinden tanıdığımız Kazan hanın kabilesi SALUR olarak adlanmıştır.

Burada bizim esas iddia ve düşüncelerimiz adeta ispatlamaktadır. Şöyle ki "Türklerin doğuya ve batıya göçleri sadece Anadolu ve Azerbaycan topraklarından başlamıştır. Bu topraklardan Avrupa'ya göç başlamış ve henüz yerleşik hayata geçmemiş Avrupa'da yer, şehir, şahıs ve nehirlere Türk adları verilmiştir.

KON+İS+TURQ birleşik bir sözdür. KON eski Türklerde yer, mesken ifade eder.

"ErgeneKON yurdun adı, Börteçine kurdun adı."

Strabon "..ibera kıvrımı ile deniz arasında...birinci şehir TARRAKON'dur...." diye yazar....

Burada geçen TARRAKON sözünün anlamı TÜRK'ÜN MEKANI-YERİ olabilir. Çünkü , dünyanın bütün Türkologları TÜRK sözcüğünün TARRAKON sözünün birinci hecesi olan TAR sözünden ortaya çıktığına asla şüphe etmiyorlar.

Mesela büyük Türkolog N.Y.Marr "Türk teriminin TAR-HAN sözünden" ortaya çıktığını yazıyor. Bu hiç de tesadüf değil, çünkü bu söz boylar arasındaki boy üstünlüğünü bildirir ve hatta o boyu kutsallaştırır ve Tanrı ile eş değer tutardı.

Bununla ilgili Kononov şunları yazar:

"Bu alıntıda dikkati daha çok N.Y.Marr'ın açıkladığı Türk terimine yöneltmek istiyorum. O "Türk" terimini başka özellikleri ile birlikte kutsallığa beraber seçilmişlerlere ait sayar."

Bizim düşündüklerimizi F.Ağasıoğlu'da onaylıyor. o "Protoazerlerin (birlikte prototürklerin) kökenine ışık veren teonimlerden biri de hiç şüphe yoktur ki, TAR/TUR alamorfu ile kullanılan Tar sözüdür ki, bu da sonralar Türk sözünün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Azer diyalektlerinde bugün de tarı sözü "Allah" anlamında kullanılmaktadır."

Sonralar TAR/TUR terimini çeşitli toponim ve etnonim, buna benzer adlarda buluruz. Mesela Uygurlara TARANCI da diyorlar. Tatar sözü "TARLIK TATARLARI" sözü ile birlikte de kullanılır.

Etrüsklerin ulu atalarının TARKAN adını taşımasını da unutmamalıyız.

Unutmayalım ki Heredot İskitlerin (Sakların) ulu atalarını TARGİTAY olarak adlandırır.

O tarih kitabında şunları yazar: "Bir zamanlar henüz yerleşik hayata geçmemiş bu insanların ilk sakini TARGİTAY adında bir insan olmuştur. İskitlerin dediğine göre TARGİTAY'ın babası Zeus, annesi Borifen nehrinin kızıdır. (İskitler ısrar etseler de ben buna inanmadım) Böyle bir nesli olan TARGİTAY'ın üç oğlu varmış...."

Göründüğü gibi, ünlü Türkolog N.Y.Marr , TAR/TUR terimini nasıl kutsallaştırıyor Tanrı'ya bağlıyorsa, Heredot'da TARGİTAY'ın Zeus'un oğlu olduğunu , inanmasa da, yazıyor.

Çağdaş Türkiye ve Azerbaycan lehçelerinde şu anda da başlangıçı TAR / TUR olan bir çok söz bulunmaktadır.

Strabon'un İberya'da gösterdiği TARRAKON şehri TAR/TOR terimi ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Türk ya da kutsal yer gibi anlaşılır ve yalnız TAR sözüne Türk dilleri tarafından yaklaştığımız zaman bu sözün anlamını anlamak mümkün olur.

"......Strabon "..ibera kıvrımı ile deniz arasında...birinci şehir TARRAKON'dur...." diye yazar....

Burada geçen TARRAKON sözünün anlamı TÜRK'ÜN MEKANI-YERİ olabilir. Çünkü , dünyanın bütün Türkologları TÜRK sözcüğünün TARRAKON sözünün birinci hecesi olan TAR sözünden ortaya çıktığına asla şüphe etmiyorlar...."

Turduli
Turdetani
Tartessian
Tur/ Tar 
Turukku - Turk.

...."Küçük Asya'daki Troya'dan (Turuva-Turoba) Avrupa'ya oradan İskandinavya'ya giden boyların TOR/TÜR adlı tanrıları vardı. Bu yüzden İskandinav Sakalarında Türkel, Turid, Torleyk, Toralv (Tor Alp), Torlauq, Torqaut, Torlak, Torarin, Torberg, Trqeyr gibi antroponimlerin kökünde AS boyların TOR/TÜR şeklinde kullanılan teonimi vardır. TOR tanrının (THOR) fonksiyonunun (A.Bremenski) "v poyedenski s velikanami; plodorodiye çerez qrozu" (C.Dümezil) şeklinde olması ilginçtir. Bu yorum bizim açığa çıkardığımız TAR/TÜR toponiminin "ölü-dirilme" düşüncesi ile ilgili olduğu ve Azer dilindeki TORUN, TÜREME tipli sözlerde aynı anlamın kalması ile uygunluk yaratır." - Prof.Dr.Firudin Ağasıoğlu






Milattan önce üç binlerde rastlanan "Turukku" sözüne gerçekte Rus ve Avrupalı alimler bilerek değer vermemiş ve bunu görmezden gelmek istemişler.

Oldukça garip ama, gerçek bu! Bu gerçeğe rağmen , Rus Türkologları başka sözlerin köküne her zaman ciddi bir şekilde bakmışlar, bu sözün kökünden ortaya çıkan diğer sözlere ciddi görüş bildirmişler, fakat Akat alfabesi ve dili ile yazılan bu "Turukku" sözünün üzerinden geçip gitmişler, inceleme gereği bile duymamışlar.

Neden böyle yapmışlar?

Cevabı çok basittir.

Turukku sözünün kökünde "tur-" , daha öncesinde ise "tar-" sözü vardır.

Bütün dünya alimleri "tur ve tar" sözlerinin Türk milletine ait olduklarını yazmışlar.

Durum böyle olunca "Turukki" lerin beş bin yıl önce Doğu Anadolu ve Azerbaycan'da prototürkler olarak yaşadıklarını nasıl yazacaklardı?

Çünkü, bunlar herkese "Türklerin batıya gelmeleri 7.- 9.yüzyıldadır" ,diye zorla kabul ettirmişlerdi.
Olmuyor sayın tarihçiler, olmuyor!

Eğer Türkler batıya 7. - 9. yüzyıllarda gelmişlerse, o zaman bizim ecdadımız sayılan ve prototürk kabul edilen Qutiler , Lulubeyler, Kimmerler, İskit ve Sakalar, Hunlar, Bulgar ve Avarlar, daha adlarını sayamadığımız onlarca boylar beş, dört, üç bin yıl önce Avrupa'da ne geziyorlardı?



Yunus OĞUZ - Bahtiyar TUNCAY (Azerbaycan)
Türklerin Gizli Tarihi
Aktaran: Hüseyin ADIGÜZEL


//KİTAP TAVSİYESİ

.....


ek bilgi: AS

Livius VI.41 & VIII.6. Gaius Suetonius Tranquillus’un (MS 69-140) De Vita Duodecim Caesarum (On İki Caesar’ın Yaşamı) isimli eserinde, ilk Roma imparatoru G. O. Augustus’un ölümü ve ölümü sonrası tanrılaştırılmasına değinilen yazıma göre, bir yıldırım düşmesi yüzünden heykelinin üzerindeki yazıttan isminin (Caesar) ilk harfi olan C’nin silinmesi, yalnızca yüz gün ömrü kaldığı ve ölümünden sonra tanrı makamına ulaşacağı şeklinde yorumlanmıştır.

Zira, 100 sayısı için C harfi kullanılması yanı sıra, Caesar adından geriye kalan aesar, Etrüskçe’de tanrı anlamına gelmektedir.

(Suetonius II.97.)

Dr.Murat Orhun
Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, 
Tarih Anabilim Dalı, Eski Çağ Tarihi Bilim Dalı
Akademik Bakış Cilt 3, Sayı 5.Kış 2009


Buradaki Caesar - Aesar = Etrüskçe Tanrı anlamına geliyorsa...
A (e) SAR - ASAR - AS+AR - AS Türkleri.


.....

Trakya ovaları da Bizans kaynaklarında ASTİKE ovaları diye geçer...

Kaynak:
Bizans Kaynaklarında Türkler (Menandros'un Fragmanları)



KÜÇÜK MENDERES'İN "ASTARPA" OLMASI GİBİ


SB.

TARİHİNE SAHİP ÇIKAN MİLLET YENİLMEZ OLUR








TARKASNAWA MÖ.13.yy
KARABEL KAYA KABARTMASI




Tarkasnawa, [Mira Ülkesi]'nin Kralı
Mira Ülkesi'nin Kralı Allantallis'in [oğlu]
Mira Ülkesi'nin Kralı ...... torunu.

Kemalpaşa ve Torbalı ilçeleri arasındaki yol üzerinde ve Bozdağlar sıradağlar kütlesi içinde, bu dağ silsilesinin en batıdaki kısmını oluşturan Nif Dağı ile daha doğuda uzanan kalan kısmı arasında yer alan bir geçittir. İzmir'den yaklaşık 20 km uzaklıktadır.


The inscription of the Karabel rock-carved prince-warrior monument in Mount Nif was read as attributing it to "Tarkasnawa, King of Mira", a part of the Kingdom of Arzawa.

Tarkasnawa, King of Mira (land).
(Son of) Alantalli, King of Mira land.
Grandson of (...), King of Mira land.



....


PELOPS / ATLANTİS / OLİMPİYATLAR:
The Name Atalantis or Atlantis:
Tarkandemos
Tarkhun
Tarquin
Tarkhun was also applied as a name to a tribe of Jaghata Turks: 


TARHAN : SOYLU KİMSE, BEY
TARKAN : AYRICAKLI, SAYGIN
TARCAN : AYRICAKLI DOST


SADECE TÜRK KÜLTÜRÜNDE GÖRÜLEN BİR İSİMDİR !





____________


eski adı Tartesos nehri , bugünkü adı Guadalquivir ..........(kaynak:)  
........İspanya'nın 3., Endülüs Özerk Bölgesinin en uzun ırmağı....


Guadalquivir'in Roma öncesi adı Betis.. Baetica...
İspanyolca Betica

wiki de ise:
The name comes from the Arabic al-wādi al-kabīr (الوادي الكبير), 'The Great Valley'. Classical Arabic Wadi is pronounced in present-day Maghreb as Oued. The Phoenicians named the river Baits, later Betis (or Baetis) from pre-Roman times to the Al-Andalus period, giving its name to the Hispania Baetica Roman province. An older Celtiberian name was Oba (gold river), leading to the assumption that etymologically Córdoba means city on the Oba (Cart-Oba), 
but it is actually derived from the Phoenician qorteb meaning 
"oil press".

diye geçiyor.....

OBA (Gold river) mış....OBA .. OBA...dır
Celtiberian name  mış...Cordoba'nın anlamı da "OBA da şehir" miş... KORDOBA - KOR OBA ..dır
Baits mış...BATI ... dır..

Celtiberian mış , Phoenician mış....


Nehrin iki adı var: Baits/Batık/Batı ve Tartessos


başka yerde:
"Some of the Iberian cities retained their pre-Indo-European names in Baetica throughout the Roman era. Granada was called Eliberri, Illiberis and Illiber by the Romans; in Basque, "iri-berri" or "ili-berri", still signifies "new town"."

pre indo european miş...
Bask dili eklemeli dil grubuna girer ve turanidir.
Türkçede mutlaka iri-berri veya ili-berri anlamları vardır...


Dilcilere duyurulur







İber yarımadasındaki Tartessos....ve Atlantic Okyanusu ....
o zaman ProtoTürklerin kurmuş olduğu 
Tartessos  Atlantis  olabilir mi?.....