Translate

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Haç ve gamalı haç Türk kültürünün ürünü







Atatürk Üniversitesi (AÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd.Doç. Dr. Tahsin Parlak, Hristiyan inancının simgesi haç ile Nazilerin de kullandığı gamalı haçın Türk kültürünün birer ürünü olduğunu arkeolojik ve etnografik bulgularla ortaya koydu.

"Üniversitemizin TİKA ile ortaklaşa yürüttüğü ve 1999 yılında başlattığı Aral Bölgesi El Halıcılığını Geliştirme Projesi kapsamında gittiğim Kazakistan'da Aral bölgesindeki halı ve kilim motiflerini araştırırken, bu motiflerin her birinin damga olduğunu fark ettim. 

Bu damgaların binlerce yıl öncesinden kayalara işlendiğini de görünce araştırmamı derinleştirdim. Bu araştırmalarım sonucu insanların son buzul döneminden sonra tekrar yeniden hayata başladığını ve evcilleştirdikleri hayvanları ile büyük tufanla dünyaya dağılan nesillerini ararken Tur-An Yolu'nu kurduklarını saptadım."

Araştırmalarında halı ve kilimlerde kullanılan Dış Oğuzların Ok damgası ile İç Oğuzların Oğ damgasını kullanıldığını ayrıca ikisinin karışımından olan Oğuz damgasının kullanıldığını tespit ettiğini kaydeden Parlak, şöyle devam etti:

"İç Oğuzların damgasını çadır evlerin kubbelerinde kullanılan motif olduğunu, Dış Oğuzlar'ın ise dünyanın 4 bir yanını turlanıp gittikleri için ok şekli damga kullandıklarını belirledim. 

Dış Oğuzlar'ın ayrıca Kıpçaklar olduğunu da belirledim. Kıpçaklar'ın tarih boyunca İpek Yolu'na hakim olduklarını ve gittikleri yerlere bu motifleri götürdüklerini kültürel ve etnografik bulgularla tespit ettim. 

Bu motiflerden özellikle Oğ damgası yani çarkı felek olarak adlandırılan damganın, Avrupa'da binlerce yıl sonra gamalı haç olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Dış Oğuz'un yani 3. asırda Hristiyan olan Kıpçakların kullandıkları damganın daha sonra Hristiyanların simgesi olan Haç olarak kullanılmaya başladığını etnografik ve arkeolojik bulgularla ortaya koyduk."

Bereket tanrıçası

Avrupa'da bereket tanrıçası olarak kabul edilen pars ve kartal karışım hayvan figürünün yüzlerce yıl öncesinde Oğuzların kullandığı Simurg Kuşu olduğunu da iddia eden Parlak, bu kuş figürünün Hunlar'da da kullanıldığına dikkat çekerek, "İpek Yolu'nun her bölgesinde bu figür kullanılmıştır" dedi.

Roma İmparatorluğu'nu kuran tarihteki Tur ve Sakaların birleşimiyle ortaya çıkan Tursaklar veya Ertüskler olarak adlandırılan Türkler olduğunu da ileri süren Parlak, "Simurg kuşu Roma'nın kuruluşuyla birlikte Avrupa'da da görülmeye başlanmıştır. Bu motifi de Avrupa'ya taşıyan Türklerdir" dedi.

Orta Asya'da Turan Denizi ismiyle Tiran Denizi isminin benzerliklerine dikkat çeken Parlak, "Tur-An yani İpek Yolu üzerindeki tespit ettiğimiz etnografik malzemeleri yan yana koyduğumuzda bu yolun sırlarını yazdığım kitapta ortaya koymaya çalıştım" dedi.

Menzil kiliseleri

Orta Asya'dan başlayan Avrupa'ya uzanan hatta Amerika yerlilerine götüren yolun sırlarını kitabında ortaya koymaya çalıştığını ifade eden Parlak, Aral Gölü'nün kuruyan bölümlerinde ortaya çıkan Kelderi kümbetleri ve arkeolojik kalıntıların benzerlerinin Anadolu'da bulunmasının bir tesadüf olmadığını söyledi.

Parlak, yaptığımız çalışmada Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da bulanan kiliselerin de Kıpçak Türklerinin menzil kiliseleri olduğunu ortaya çıkardıklarını belirtip "Kıpçaklar 1570'li yıllarda mektupla Müslüman olduktan sonra menzil kiliseleri yerini menzil külliyelerine bırakıyor" dedi.

"Bu bulgular bazı çevreleri rahatsız edecektir"

Orta Asya'daki kaya resimleriyle Alpler'deki kaya resimlerin benzerliğinin nedeninin Tur-An Yolu olduğuna işaret eden Parlak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Oğuzların damgası Azerbaycan'da ortaya çıkarılan Tunç devrinden kalma kap kaçaklarda, Erzurum'un Oltu ilçesindeki koç heykellerinde de ortaya çıkıyor. 

Oğuzların Ok damgası Ahmet Yesevi Türbesi'nde, binlerce yıldır dokunan halı ve kilim motiflerinde görülürken Avrupa'da ise haç olarak karşımıza çıkıyor. Simurg Kuşu Erzurum'daki Hahulu Kilisesi'nde İshak Paşa Sarayı'nda görülürken Avrupa'da bereket tanrıçası olarak yine karşımıza çıkıyor. 

Bunlar tesadüf değildir. Bu bulgular bazı çevreleri rahatsız edecektir, ama gerçekler bilimsel olarak ortadadır. Hatta bu konuları üniversitemiz öğretim elemanlarından Doç.Dr. Cengiz Alyılmaz'ın çalışmalarında da teferruatlı olarak görmemiz mümkündür."

"Batı hep çoban millet olarak tanıttı"

Batı toplumlarının Türkleri çoban bir millet olarak tanıttığını, ancak bunun gerçekle ilgisi olmadığını kaydeden Parlak, Osmanlı'daki 3 hilalli bayrağın Türklerin 3 kültürün mensubu olduğunu gösterdiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkler 3 kültürün mensubudur. Birincisi (Ak Kır) yani göçebe ve yarı göçebe hayatı, ikincisi (Ak Yol) ise Turan Yolu'nu, sonuncusu (Ak Kurgan) ise şehir hayatını içine alıyor. Türkler ve Orta Asya kültür ve medeniyetinin beşiğidir. 

Batı maalesef bu 3 kültürden sadece göçebe olanı ön plana çıkarıyor. Oysa biz gemici bir milletiz. 

Selçuklu Devleti'nin kurucusu Selçuk Bey bir salcı çocuğuydu. Turlar çok iyi salcıydı. Osmanlı'yı kuran Kayı boyunun salcılık özelliği biliniyor. Bunların ışığında Piri Reis'in dünya haritasını nasıl çizdiğini anlayabiliriz. 

Orta Asya'daki kaya resimler derinlemesine araştırılıp incelenirse Türk milletinin binlerce yıl önce Bering Boğazı'nı nasıl aştığını daha rahat görebiliriz. Bu konuda yapılan çalışmaları artırmalıyız. Türk kültürü, Avrupa'yı hatta tüm dünyayı etkilemiştir."

basın:


........................................

ORHUN'DAN ANADOLU'YA TÜRK DAMGALARI - Prof.Dr.Tuncer Gülensoy 


TÜRK KOZMOLOJİSİNE GİRİŞ - EMEL ESİN



........................................

Orta Asya’dan Anadolu’ya Anadolu’dan Avrupa’ya OZ Damgası (Swastika)

Bu damga Ön-Türk göçleriyle Hindistan’a gitmiş, Nazilerin Hint/German ırkı teorilerinin amblemi olarak ortaya çıkmıştır....

Ateş evleri ve toprak kaplar Ön-Türklerin varlığını gösteren en büyük belgelerdir. Hint ya da Antik Grek kökenli olduğu sanılmaktadır. Ateş kültü, asla Ön-Türklerin ateşe taptıkları anlamını taşımaz. Bu kültü, canın Tanrıya uçurulması için kullanılan bir “araç”tır. Bu araç, ateş kavramı tarafından sistemleşmiş olduğu için “Ateş kültü” adını alarak “OZ” damgası ile anılır....

Bir güneş sembolü olan Oz Damgası/Svastika’nın sözcük anlamı kendi kendine var olandır. Ön-Türklerde kullanılan “OZ” diye okunan damganın nerede, ne zaman ortaya çıktığı kesin bilinmese de çoğunlukla “svastika” olarak isimlendirilmiştir. Svastika, kelimesi Hintçe olup, “Si” (iyi) ve “As” (olmak) kelimelerinden oluşmaktadır. 

Bu şekliyle kelime “mutluluk” ve “hayal” anlamlarına gelir [1]....

detaylı olarak:



.......................................





........................


The Migration of Swastika

... The swastika mark has continued in use among Orientals; the Theosophists have adopted it as a seal or insignia ; the Japanese, the Koreans the Chinese ,the Jains and among the North American İndians ,the Navajo and those of the Kansas Reservation. It is not used by Europoean people in modern times, except in Lapland and Finland. 

...Thus ,it appears that the use of the swastika in modern times is confined principally to Oriental and Scandinavian countries, countries which hold close relations to antiquity ; that in western Europe, where in ancient times the swastika was most frequent it has during the last one or two thousand years, become extinct. And this in the countries which have led the world in culture.

If the swastika was a symbol of a religion in India and migrated as such in times of antiquity to america , it was necessarily by human aid. The individuals who carried and taught it should have carried with it the religious idea it represented. To do this required a certain use of language, at least the name of the symbol. If the sign bore among the aborgigines in America the name it bore in India, Swastika, the evidence of contact and communication would be greatly strengthened. If the religion it represented in India should be found in America ,the clian of evidence might be considered complete. 

But in order to make it so it will be necessary to show the existence of these names and this religion in the same locality or among the same people or their descendants as is found the sign. To find traces of the Buddhist religion associated with the sign of the swastika among the Eskimo in Alaska might be no evidence of its prehistoric migration, for this might have occurred in modern times, as we know has happened with the Russian religion and the Christian cross. 

While to find the Buddhist religion and the Swastika symbol together in America , at a locality beyond the possibility of modern Europoean or Asiatic contact, would be evidence of pre-historic migration yet it would seem to fix it at a period when and from a country where the two had been used together....





.....................................

Swastika : It was probably of Turanian origin , but is widely spread, on Indian coins and in Skandinavia alike.....page 385




SAYMALITAŞ



OZ Damgası, Gamalı Haç, Svastika, adlarıyla anılan bu işaret Ön-Türk göçleriyle Hindistan a gitmiş ve oradan yayılmış. Sumer/Kenger de kullanılmış ve onun atası sayılan Anau medeniyeti de Türkmenistan da dır. Saymalıtaş'taki swastika/Oz tamgası'nın tarihi MÖ.12bin-10bin olarak hesaplanılıyor. Truva'da MÖ.3000 ait mühürlerde , Beycesultan MÖ.2500 lerde de görünür. Hitit MÖ.1800 ve devamı Friglerde MÖ.8.yy da görüyoruz.



Damgalardan yazıya geçişin tarihi 5000 yıllık. olunca, Saymalıtaş Kırgızistan en eskisi oluyor...
Dr.Mustafa Aksoy (tıklayın)


Anau medeniyeti, Sumerler onların devamı olarak görülür : 






_____POPÜLERİTE Mİ ? KÜLTÜR YAYILIMI MI ?_____